Tuzla Piyade Okulu’nda, geçtiğimiz 10 Kasım’da, “Atatürkçü subaylar” ile “Atatürk karşıtı oldukları iddia edilen subaylar” arasında “Atatürk fotoğrafının üniformaya takılmaması” şeklinde gelişen olaylar silsilesi, gündemdeki sıcaklığını koruyor.
Müfettişlerin 44 sayfalık raporuna ulaşan gazeteci Tolga Şardan, T24’teki köşesinde “Müfettiş raporundan Tuzla Piyade Okulu’ndaki ‘Atatürk’ kavgası: Hakaret iddiaları, Risale-i Nur ve ‘Hubbifillah’ WhatsApp grubu ifadelere nasıl yansıdı?” başlıklı yazısında, Tuzla Piyade Okulu’nda yaşananları kaleme aldı. Şardan’ın yazısının ilgili kısmı şöyle:
“HUBBİFİLLAH” TERİMİ VE KADİR MISIROĞLU
Yakasına Atatürk resmi takmadığı için Atatürkçü kursiyer subayların tepkisini çeken Piyade Teğmen A.A., aynı gün öğleden sonra yaşananları müfettişlere şöyle anlattı:
“(…) 10 Kasım saat 16:30 sıralarında numarasını hatırlamadığım bir koğuşta yaklaşık dokuz yıllık sivilden tanıdığım devre arkadaşım Piyade Teğmen Ö.Y. ile oturdum. Bana ne olduğunu sordu. Bu esnada aynı koğuşta bulunan Piyade Teğmen B. İ. bana hitaben ’senin ananı avradını sinkaf ederim. O… ç…’ dedi. Yasal olarak amirlerime ve hatta savcılığa şikayetçi olmayı düşündüğüm için haksız duruma düşmemek adına karşılık vermedim ve odayı terk ettim.
Samimi arkadaşlarımla birlikte namaz kılmak amacıyla kurduğum ‘Hubbifillah’ isimli WhatsApp grubunu bana sordular. Bunun ‘Allah için sevmek’ anlamına geldiğini, bir art niyet olmadığını söyledim. Grubu kurma amacım, hadiste belirtildiği üzere cemaatle namaz kılmanın daha fazla sevabı haiz olması olduğunu, gruptaki kişilerin rızalarını alarak gönüllülük esas ile bu grubu kurduğumu söyledim. Koğuşta bulunan Piyade Teğmen A.Ş.’nin ‘Bu ifadenin, Kadir Mısırlıoğlu’nun konuşmasında geçtiğini bilmiyor musun?’ diye sordu. Yanıt olarak, ‘Bu ifadeler Peygamberimizin hadislerinde geçiyor. Google aramasında buldum’ dedim. Sonrasında kendisini bu şekilde soru sorarak beni sıkıştırdılar. Bu esnada herhangi bir darp olayı olmadı. 17:00 içtimasına çıkmak için odayı terk ettim. (…)”
“BİR YERE BAĞLI DEĞİLİM, SADECE RİSALE-I NUR OKUDUM”
10 Kasım sabahında yaşanan olayın öğleden sonraki devamında yaşananları Piyade Teğmen M.F.Ş. ise şöyle aktardı; müfettişlere:
(…) 10 Kasım günü akşam saatlerinde 405 nolu koğuşta ben, A.A. ve 3. Bölük‘ten arkadaşımız Piyade Teğmen B.A. varken Piyade Teğmen T.E.E geldi ve A.A. ve beni hedef alarak, ‘Siz kime bağlısınız? Kimden emir alıyorsunuz? Hangi tarikata bağlısınız? Hangi cemaattensiniz?’ şeklinde sözler sarf etti. Ben de ‘Bir yere bağlı olmadığımı, sadece Risale-i Nur’u okuduğumu, cemaatle namaz kılmak konusunda yasak olmadığını’ kendisine söyledim. T.E.E. bunun üzerine, ‘Benim için 28 Şubat kararları geçerlidir’ dedi. Hepimiz şok olduk. Ardından da ‘Bize söyleyecekleriniz bu kadar mı?’ dedi. Biz ona cevap vermedik, daha sonra koğuşta çıktım. (…)”
“A.A.’NIN YAPTIĞINI YANLIŞ OLDUĞUNU SÖYLEDİK”
Atatürkçü kursiyerlerin Piyade Teğmen A.A. ile birlikte tepki gösterdikleri Piyade Teğmen F.A. da 10 Kasım sabahı ve sonrasından yaşananları şöyle anlattı:
“(…) Tören esnasındaki olayları görmedim, olaydan sonra koğuşa geldiğimizde A.A.’nın anlattığı kadarını biliyorum. Üzerine gelindiği için anlık bir sinirle fotoğrafı yakasına takma konusunda gecikme yaşadığını anlattı. Tören alanında kendisine hakaret etmişler. Biz bunları konuşurken saat 10:00 sıralarında koğuşa hatırladığım kadarıyla Piyade Teğmen S.Ç., Piyade Teğmen S.Y., Piyade Teğmen U.T., Piyade Teğmen T.Ç. ve Piyade Teğmen O.K. geldiler. Diğerlerini hatırlamıyorum. Geldiklerinde özellikle S.Ç., U.T, ve S.Y., A.A.’ya ‘Fotoğraf neden takmıyorsun?’ diyerek tepki gösterdiler. U.T., ‘Ya seve seve ya da s.. s.. takacaksın’ dedi. Başka küfürler de söylendi. Şimdi hatırlamıyorum. Ben ve M.F.Ş. gelenleri yatıştırmaya çalıştık. Ben hiçbir eylem ve kötü sözde bulunmadım. Diğer iki arkadaşım da karşılık vermedi. Onlara A.A.’nın yaptığının yanlış olduğunu bizim de söylediğimizi ifade ettik. Onlar öfkeli olduğu için olay büyümesin diye davrandık. O gün fiziksel bir temas olmadı. (…)”